Bolu’nun Kartalkaya bölgesindeki bir otelde meydana gelen yangın, burada tatil yapan vatandaşlar için korkutucu anlara sahne oldu. Yangın sırasında alevlerden kaçmayı başaran Hülya Karadağ, o anları paylaşarak, “Bağırma sesleriyle uykudan uyandık. O sırada odadan dışarı çıkmaya çalıştık ama iki oda ilerleyemedik. Nefes alamadık. Çocukların feryatları duyuluyordu. Yangın alarmı yoktu, olsaydı herkes daha dikkatli olabilir ve belki de bu duruma düşmezdik” şeklinde konuştu.
Köroğlu Dağları’nın zirvesinde yer alan Grand Kartal Otel’de, dünkü yangın sabaha karşı 03:30 civarında patlak verdi ve hızlıca yayıldı. Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Ankara’dan gelen çok sayıda ekip, alevlere müdahale ederek yangını kontrol altına almaya çalıştı. Yangın, yaklaşık 10 saatlik yoğun çaba sonucunda söndürüldü. Ne yazık ki bu olayda 76 kişi yaşamını yitirirken, 1’i ağır 51 kişi de yaralandı. Yangınla ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında 9 kişi gözaltına alındı.
Sabahın erken saatlerinde AFAD ve uzman ekipler, otelde kriminal inceleme çalışmalarına başladı. Yangından etkilenen Karadağ ailesi, eşyalarını kontrol etmek için otelde bulunduğu sırada yaşadıklarını anlattı.
Emine Nur Karadağ, annesi ve iki çocuğuyla birlikte tatil için geldikleri otelde yaşadıkları korku dolu anları şöyle anlattı: “Bir kadının ‘Yangın var’ feryadıyla uyandım. Dışarı çıktığımda her yer duman içindeydi. Hızla geriye dönerek çocukları giydirdim. Dışarı çıkınca yürümek imkânsızdı. Sonrada camdan çatıya çıktık. Alevlerin arasında çalışanların getirdiği merdivenle aşağıya indim. Otel içerisinde yangın merdiveni olduğunu bilmiyordum. Yangın merdiveninin yerini düşünmemiştik, çünkü böyle bir duruma hazırlıklı değildik. Duman yoğunluğu içinde oraya gidebilir miydik, bunu da sorgulayamıyorum. Eşyalarımız hala yerinde duruyor olabilir, fakat kayak malzemelerimiz tamamen yandı.”
Hülya Karadağ, alarm sisteminin bulunmamasının büyük bir kayıp olduğunu ifade ederek, “Uyandığımızda sesler vardı. Kapıyı açıp ne olduğunu öğrenmeye çalıştık ve birisinin ‘Yangın var’ dediğini duyduk. Hemen toparlandık ama içeride duman aniden arttı. Islak havluyla ağzımızı sarmaya çalıştık. Yangın aniden yayıldığı için iki oda ileri gidemeden yeniden odaya dönmek zorunda kaldık. Hemen cama çıkıp diğerlerine seslendik ama çok geçmeden merdiven getirildi. Yangın merdiveninin yerini bulmamız çok zor oldu. Nefesimiz kesilmişti. Bütün bunlar yaşanırken çocukların feryatları içimizi parçaladı. Yangın alarmı olsaydı, belki de daha güvenli davranabilirdik” ifadelerini kullandı.