Varto’nun Acarkent Köyü Sakinlerinden Deprem Konutları İçin Yeni Yerleşim Yeri Talebi

Muş’un Varto ilçesindeki Acarkent köyü sakinleri, 1966’daki 6.9 büyüklüğündeki depremin yaralarını hâlâ sarmadıklarını belirtiyor. Eski konutların bataklık ve fay hattı üzerine inşa edildiği iddia edilirken, köylüler sağlam zemin üzerinde yeni bir yerleşim yeri talep ediyor.

Muş'un Varto ilçesindeki Acarkent köyü sakinleri, 1966'daki 6.9 büyüklüğündeki depremin

MUŞ (İHA) – Muş’un Varto ilçesinde 1966 yılında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin izleri hala silinmiş değil. Acarkent köyünde, deprem sonrası inşa edilen konutların fay hattı ve bataklık zeminlere kurulduğu öne sürülürken, köylüler sağlam zemin üzerinde yeni yerleşim alanı talep ediyor.

19 Ağustos 1966 tarihinde yaşanan 6.9 şiddetindeki depremin üzerinden tam 58 yıl geçmesine rağmen, bölgedeki yaralar henüz sarılamadı. Resmi verilere göre, bu felaket sonucu 2 bin 369 kişi hayatını kaybederken, binlerce ev de yıkılmıştı. O dönemde, hak sahiplerine sağlanan barınma hizmetleri kısmen sorunları çözse de, zamanla barınma problemi yeniden gündeme geldi. Deprem sonrası yapılan konutlar, sadece 47 metrekarelik bir alana sahip olup, bir oda, mutfak, salon ve banyo gibi alanlar içeriyor. Ancak bu durum pek çok aile için yaşanabilir bir alan sunmuyordu. İddialara göre Acarkent köyünde inşa edilen bu konutlar, yeterli denetim olmadan fay hattı ve bataklık alan üzerine inşa edildi. Zamanla birçok konut, bakımsızlıktan ve duvarların su alması nedeniyle harabe hale geldi.

Köylüler, her sarsıntıda evlerinin duvarlarında ve balkonlarında çatlaklar oluştuğunu dile getiriyor. Depremi yaşamış olanlar, devletin desteği ile daha sağlam bir zemin üzerinde yeni bir köy kurulmasını talep ediyor. Geçmişin korkusunu hala üzerlerinden atamadıklarını belirten köylüler, 58 yıl geçmesine rağmen barınma sorunlarının devam etmesinin kendilerini zor duruma soktuğunu vurguluyor.

Hasan Arslan, 1966 depremini bizzat yaşamış bir köylü olarak, yaşadığı korkuları paylaşarak, “Acarkent köyünde 1946 yılında doğdum ve 1966’da büyük bir deprem yaşadım. Büyük bir yıkım oldu, kayıplarımız fazla oldu. Yakınlarımızı ancak birkaç gün sonra enkazdan çıkarabildik. 1974’te inşa edilen konutlara katıldım. Tekrar böyle bir depremin olacağından korkuyorum. Uykularım kaçıyor. Devletin bu duruma bir çözüm bulmasını istiyorum,” dedi.

Şükrü Eroğlu da, konutlarının bataklık ve fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekerek, “1966’da köyümüzde şiddetli bir deprem oldu. Evlerimiz yıkıldı ve sonrasında yapılan konutlar yine aynı istikrarsız zemin üzerinde kuruldu. Devletimizden talebimiz, bu yerden çıkıp yeni bir köy kurmalarını istemek. Binalarımız sürekli çatlıyor ve her depremde korkuyla içeri girmekte zorlanıyoruz,” diye konuştu.

Eroğlu, deprem sırasında dışarıda olduğunu ve o an hissettiklerlerini aktarırken, “Dumanların yükseldiği köyüme dönerken kaynanam kapının önündeydi, evin içine girmemi istemedi. Akrabalarım enkaz altında kaldı, nereye gideceğimizi bilemedik. Bu konutlar yine de bataklık ve fay hattı üstüne yapıldı, evlerin altında su var ve bu evleri artık oturulacak yer olarak göremiyoruz,” ifadelerini kullandı.

Köylülerden İbrahim Baba da, başta akrabaları olmak üzere birçok kişinin hayatını kaybettiği depremden sonra devletin kendilerine yaptığı konutların yeterince güvenli olmadığını belirtti. “Kısa bir sarsıntıda bile evlerimiz çatlıyor. Devletimizden talebimiz, yeni konutlar inşa etmeleri. Gerekirse borçlandırılıp yapılmasını istiyoruz,” diyerek durumu özetledi.