DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Erdinç Şengüldür, halk arasında “sarı serum” olarak bilinen sıvının gerçekte çoğunlukla iki bardak su ile çeşitli vitaminlerin karışımından ibaret olduğunu belirtti. Bu sıvının hastada anında iyileşme sağlamadığını, tedavi sürecini hızlandırmadığını ve tanım gereği hastayı “anında ayağa kaldırmadığını” ifade etti.
Dr. Şengüldür, acil tıp alanında serumu doktor gözetimi altında kullanmanın önemine dikkat çekerek, bu sıvının hekimlerin kan pıhtılaşması sonrası kalan sıvıyı tanımlamak için kullandıkları bir terim olduğunu açıkladı. Serumun içeriğinde elektrolitler, proteinler, hormonlar, enzimler ve metabolik atıklar bulunduğunu vurgulayan Şengüldür, halk dilinde serumun damar yoluyla hastalara verilen her türlü sıvı ilaç tedavisi olarak algılandığını belirtti.
Ayrıca, serum uygulamalarının hekimler tarafından belirlendiğinin altını çizen Şengüldür, “Serum her ne kadar tıbbi amaçlarla kullanılsa da, hastanın isteği ile değil uzman doktorun belirlediği gerekçelerle uygulanmalıdır,” şeklinde konuştu. Bunun yanı sıra, sağlık kuruluşları dışındaki uygulamaların son derece riskli olduğunu ve hekimlerin gözetimi olmadan yapılmaması gerektiğini dile getirdi.
Dr. Şengüldür, serumlar arasında kapsamlı çeşitlerin bulunduğunu ve her hastaya uygun olmadığını, yanlış uygulamalar sonucu çeşitli alerjik tepkimelerin ortaya çıkabileceğini de sözlerine ekledi. Ayrıca, hekimlerin gerekli tedbirleri almaksızın serum uygulayan sağlık çalışanlarının yasal sonuçlarla karşılaşabileceğini belirtti.
Son olarak, serumların kanser tedavisinden yaralanmalara kadar çok geniş bir alanda kullanıldığını kaydeden Dr. Şengüldür, hastanelerde gerçekleşen ilk müdahale süreçlerinin tümünün titizlikle yürütüldüğünü ve tedavinin hekim kararı doğrultusunda sağlık standartlarını gözeterek yapıldığını vurguladı.