Friedrich Merz: “Netanyahu’nun Almanya’yı Ziyareti Saçma Değil”

Almanya’daki erken genel seçimlerin galibi CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Almanya’ya davet etti ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama emrini eleştirdi. Sol Parti Eş Başkanı Jan van Aken ise bunu “çifte standart” olarak değerlendirerek, tutuklama kararlarının her durumda uygulanması gerektiğini savundu.

Almanya'daki erken genel seçimlerin galibi CDU/CSU'nun başbakan adayı Friedrich Merz,

Almanya’da dün gerçekleşen erken genel seçimlerin başarılı ismi Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Netanyahu’nun Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılan tutuklama emrine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Merz, “Bir İsrail başbakanının Almanya’ya gelemediği düşüncesi tamamen mantıksız” şeklinde konuştu. Ayrıca Merz, Netanyahu’yu Almanya’ya davet ettiğini ve ona, tutuklanmadan ülkeden ayrılabilmesi için gerekli yolları bulacağını ifade etti.

Merz’in bu açıklamalarına Sol Parti’den sert bir tepki geldi. Sol Parti Eş Başkanı Jan van Aken, Merz’in davetini bir “facia” olarak tanımlayarak, bu tutumun “çifte standart” teşkil ettiğini belirtti. Aken, Almanya’nın uluslararası tutuklama emirlerini her zaman yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da benzer bir tutuklama emri bulunduğunu hatırlatan Aken, “Eğer Putin Almanya’ya gelirse, bu tutuklama emri uygulanmalıdır. Netanyahu için de aynı durum geçerlidir” dedi.

Almanya ile birlikte 27 Avrupa Birliği üyesi ülkenin, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar konusunda uluslararası tutuklama yetkisini olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taraf olduğu ve şüphelileri kendi topraklarında tutuklama zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir. UCM, devletlerin, mahkemenin kararlarını uygulamakla yükümlü olduğunu ve endişeleri zamanında mahkeme ile çözmelerinin gerektiğini dile getirdi. UCM, “Mahkemenin hukuki kararlarının geçerliliğini bir tarafın tek başına tayin etme yetkisi yoktur” açıklamasında bulundu.