Sentetik Kokuların Sağlığa Etkileri: Uzmanlardan Kritik Uyarılar

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Yayla Yerlikaya, sentetik parfümlerin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı. Kimyasalların solunum yolu irritasyonu ve alerjik reaksiyonlara yol açabileceği konusunda uyarırken, doğal ve hipoalerjenik ürünlerin tercih edilmesini önerdi.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Yayla Yerlikaya, sentetik parfümlerin sağlık

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Büşra Yayla Yerlikaya, insanların parfüm gibi ürünlerin sadece hoş kokularına kapılmamaları gerektiğini belirtti. Kimyasal karışımların, irritasyon ve iltihaplanma yaratabileceğine dikkat çekerek, astım hastası olmayan kişilerde bile benzer sağlık problemleri ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Günümüzün vazgeçilmezleri arasında yer alan sentetik kokular, sağlık üzerinde taşıdığı risklerle gündemde. Bu yapay bileşenler, sıklıkla kozmetik ve temizlik ürünlerinde kullanılırken, uzun süreli maruziyet durumunda ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. İçlerinde bulunan uçucu organik bileşikler ve sentetik koku vericiler, solunum sistemini tahriş etmekte ve alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir. Bu konudaki açıklamalarıyla dikkat çeken Dr. Yerlikaya, “Parfüm veya benzeri ürünlerin kullanımı sonrasında nefes darlığı ya da öksürük gibi belirtiler görüldüğünde, derhal bir sağlık profesyoneline başvurulmasını öneriyoruz” dedi.

Dr. Yerlikaya, bu kimyasalların endokrin sistem üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve üreme sağlığını tehdit edebileceğini de vurguladı. Sözlerine şöyle devam etti: “Sentetik kokular, genelde laboratuvar ortamında üretilen kimyasallardan oluşmakta. Doğadan değil, yapay kaynaktan elde edilen bu bileşenler, çeşitli ürünlerde kullanılmakta. Ancak uzun süreli maruziyet, sağlık üzerinde önemli sorunlara yol açabilir.”

Yeni bir ürün kullanmadan önce küçük bir alanda hassasiyet testi yapılmasının alerjik reaksiyon riskini azaltacağını belirten Dr. Yerlikaya, özellikle astım ve KOAH gibi kronik solunum rahatsızlığı olan bireylerin bu kimyasallar karşısında daha hassas olduğunu kaydetti. “Uzun süreli maruziyet, yalnızca solunum yollarında değil, hormonal dengesizlikler ve bağışıklık sisteminde bozulmalar gibi sağlık problemlerine yol açabilir. Ürün etiketlerini dikkatlice okumak şart. Hassas cilde sahip olanlar için hipoalerjenik ve doğal içerikli alternatifler önerilir” şeklinde konuştu.

Son olarak, Yerlikaya, reaksiyonlar aniden gelişirse acil servise başvurulması gerektiğini hatırlatarak, “Astım ve KOAH gibi rahatsızlıkların oluşmasında çevresel ve genetik etkenlerin rol oynadığını unutmamak gerekir. Herkesin kullandıkları kozmetik ve koku verici ürünlerin içeriklerine dikkat etmeleri, sağlığı korumak için oldukça önemlidir. Daha doğal ve düşük alerjenik ürünlerin tercih edilmesi, sağlığınız için faydalı olacaktır” şeklinde sözlerini tamamladı.