Lübnan’da düzenlenen Beşli Güvenlik Zirvesi’ne katılan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze, Filistin topraklarıdır ve böyle kalacaktır. Filistinlilerin ana vatanlarından zorla çıkarılmasına yönelik her türlü söylem ve eylem başarısızlığa uğrayacaktır.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bakan Fidan, Lübnan’ın ev sahipliğinde, Türkiye, Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan’ın katılımıyla gerçekleştirilen zirveye katıldı. Toplantıyla ilgili olarak sosyal medyada paylaşımda bulunan Fidan, “Bugün Ürdün’de çok önemli bir toplantı gerçekleştirdik. Türkiye, Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan olarak, bölgemizin köklü sorunlarına ortak çözümler geliştirmek ve bölgesel inisiyatif almak amacıyla bir araya geldik. Zirvede, özellikle terörle mücadele ve Suriye’nin istikrarını etkileyen konular üzerinde detaylı bir değerlendirme yaptık.” ifadelerini kullandı.
Fidan, ayrıca Suriye’de yeni hükümete yardımcı olma konusunda ortak karara vardıklarını ve Gazze’nin Filistin toprağı olduğunu tekrar vurgulayarak, “Suriye’deki yeni yönetime her anlamda destek olmayı ve istikrarı artıracak tüm çabaları desteklemeyi kabul ettik. İsrail’in bölgede izlediği yayılmacı politikalarla mücadele etmek ve Filistin sorununu kalıcı bir şekilde çözmek için sorumluluk almalıyız. Gazze, Filistin toprağıdır ve böyle kalacaktır. Filistinli göçmenlerin ana vatanlarından zorla çıkarılma çabaları ise başarısızlığa mahkumdur.” dedi.
Aynı zamanda, toplantıda DEAŞ’a karşı ortak bir operasyon ve istihbarat mekanizmasının kurulmasına karar verildiğini ifade eden Fidan, bu zirvenin önemli bir adım olduğunu vurguladı: “Toplantıda DEAŞ’a karşı ortak bir operasyon ve istihbarat ağı kurulmasını kararlaştırdık. Uzman ekiplerimiz bu süreci hızlı bir şekilde uygulamaya alacak. Birlikte hareket ettiğimiz sürece, bölgesel barış ve güvenliğe daha büyük katkılar sağlayabileceğiz. Bugünkü Beşli Güvenlik Zirvesi, bu hedefe ulaşmak adına atılan önemli bir adımdır. Bir sonraki buluşmamızı, Türkiye olarak biz gerçekleştireceğiz. Son günlerde bazı grupların Suriye’de kaos yaratma amacıyla toplumsal gerilimleri artırmaya çalıştığını görmekteyiz. Olayları belli bir mezhebe veya dini gruba yüklemek yanlış bir yaklaşım. Gerginliklerin mezhep savaşına dönüşmesini arzulayan provokasyonlara karşı itidal ve sağduyu içinde hareket etmenin önemi büyüktür.” diye ekledi.