Kartalkaya’da meydana gelen ve 78 kişinin hayatına mal olan otel yangınından sonra, Türkiye genelinde konaklama tesislerinde başlatılan denetimlerle birlikte Antalya’daki 1600 basit konaklama işletmesinin büyük bölümünde yangına dayanıklı kapıların eksik olduğuna dair bulgular ortaya çıktı. Antalya Otelciler Pansiyoncular Odası Başkanı Özcan Sucu, “Bu tür işletmelerin yüzde 90’ında yangına dayanıklı kapı bulunmuyor. Kapı üretiminde yetersizlik söz konusu, ayrıca süre sıkıntısı yaşanıyor ve bu durum bazı yerlerde fiziksel engellerle birleşmiş durumda. Geçtiğimiz yıl 15 bin lira olan yangına dayanıklı kapı fiyatları, bu yıl 25 ila 30 bin lira arasına çıkmış durumda. Turizm sezonunun sona ermesi öncesinde bir süre talep ediyoruz” dedi.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının ardından, ülke genelinde konaklama tesislerinin yangın güvenliği standartları gözden geçirilmeye başlandı. Antalya’daki denetimler de bu çerçevede yapılırken, birçok otel ve pansiyonda “yangına 30 dakika dayanıklı kapı” olmadığı ortaya konuldu. Özcan Sucu, mevcut durumda bu kapıların hızlı bir şekilde temin edilemeyeceğini vurgulayarak, sezon sonuna kadar çözüm için süre verilmesini talep etti.
Sucu, Antalya’daki turizm konaklama sisteminde iki farklı yapının mevcut olduğunu ifade ederek, “Bir kısım basit konaklama işletmeleri 2021 yılında yasalaşırken, diğeri ise Turizm Bakanlığı’nın belgeli otelleridir. Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar uzanan sahil boyunca şu anda yaklaşık 1600 basit konaklama işletmesi ile 1300’e yakın belgelendirilmiş otel bulunmaktadır,” şeklinde bilgi verdi.
Denetimlerde eksikliklerin daha önce de var olduğunu ancak ruhsat süreçlerinde dikkate alınmadığını dile getiren Sucu, “2007 yılında güncellenen İtfaiye Yönetmeliği gereği, bu tür kapıların varlığı isteniyordu; fakat 2014 sonuna kadar alınan itfaiye raporlarında, bin 600 basit konaklama işletmesi ile bin 300’ün üzerindeki belgeli otelin yüzde 90’ında yangına dayanıklı kapı bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Ya bu eksiklik gözden kaçtı ya da o dönemdeki gereksinimlere uygun bulundu,” diye ekledi.
Sucu, bu sorunun sektör temsilcileri tarafından uzun süre fark edilmediğini belirterek, “Biz de bu durumun farkında değildik. Oda başkanı olarak bunu görememiştik. İşletmeler ruhsat almak için önce ilçe belediyelerine başvuruyor, denetimler yapılıyor ve itfaiye raporu ile ruhsat alınıyor. O dönemdeki mevzuata göre bu rapor verilmişti,” şeklinde konuştu.
Kartalkaya’daki yangının ardından Antalya’da, valilik ve itfaiye aracılığıyla eş zamanlı denetimler başlatıldığını vurgulayan Sucu, “İtfaiye ekipleri, işletmelere giderek yangın merdiveni, kapı, sensör gibi güvenlik unsurlarını kontrol etti ve eksikliklerin belirlendiği raporlar, ilçe belediyelerine teslim edildi,” dedi.
İlk denetimlerin Muratpaşa Belediyesi tarafından yapıldığını ifade eden Sucu, “İtfaiye eksiklikleri tespit ettikten sonra raporu ilçe belediyesine yolladı. Belediye, ruhsat birimi üzerinden işletmelere tebligat göndererek eksiklerin giderilmesi gerektiğini bildirdi. Eğer eksiklikler çözülmezse işletmelerin ticari faaliyetlerinin durdurulacağı söylendi,” diye ekledi.
Sucu, yasal zorlukların da baş gösterdiğini belirterek, “Bazı işletmeler, kültürel ve mevzuat engellerle karşılaşarak kapı değişimi yapamıyor. Kaleiçi, Side, Adrasan gibi sit alanlarındaki yapılar, Anıtlar Kurulu izni olmadan değişiklik yapılamayan ahşap yapılar olduğu için bu durum sorun oluşturuyor.” dedi.
Antalya’da bu süreçten etkilenen 182 işletmenin bazılarıysa mahkemeye başvurmuş durumda. Sucu, “Mahkemeler, ilgili kurumlarla yazışarak karar verecek. 30-45 günlük yazışma süreci sürüyor. Eğer bakanlık bu duruma müdahil olursa sorun hızla çözüme kavuşabilir,” dedi.
Son olarak, Özcan Sucu, turizm sezonunun bitimine kadar işletmelere “sorumluluk sizdedir” diyerek bir süre verilmesi gerektiğini vurguladı. “Sezon sonunda herkes gerekli değişiklikleri yapabilir. Küçük veya büyük fark etmeksizin tüm işletmeler bu kurala uymalı. Ancak şimdilik zamanımız ve üretim imkânlarımız kısıtlı. Bu sürecin bir an önce çözülmesi gerekiyor,” şeklinde ekledi. Ayrıca, bu sürecin Antalya’daki turizm gelirlerini tehdit ettiğine dikkat çekti ve konaklama sisteminin şehir ekonomisi üzerindeki etkilerini anlattı. “1600 işletme 40 bin yatak kapasitesine sahip. Bu oteller şehir ekonomisinin can damarı. Turist, otelden çıkıp şehirde alışveriş yapıyor, böylece ekonomik döngüyü sağlıyor.” ifadelerini kullandı.