Afyonkarahisar’da Belediye Başkanına Dinleme Cihazı İddiasıyla Açılan Dava İlk Duruşmasını Yaptı

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, dinleme cihazı ve gizli kamera iddialarıyla ilgili açılan davada, suçlamaları reddetti. İlk duruşmada, suçlamaların belediye başkan yardımcısı ve YÜNTAŞ genel müdüründen gelen bilgilere dayandığını belirten Köksal, duruşma 4 Temmuz 2025’e ertelendi. Menteş’in avukatı, Köksal’ın açıklamalarının inandırıcı olmadığını savundu.

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, dinleme cihazı ve gizli kamera

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın makamında gizli kamera ve dinleme cihazlarının bulunduğu yönündeki iddialar üzerine açılan ‘suç uydurma ve iftira’ davasının ilk duruşması gerçekleştirildi. Duruşmada, Köksal, kendisine yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu belirtti ve bu bilgileri belediye başkan yardımcısı ile YÜNTAŞ genel müdüründen aldığını ifade etti.

Köksal’ın 2024’teki açıklamalarının ardından dönemin AK Parti İl Başkanı Hüseyin Menteş’in şikayetiyle dava açıldığı belirtildi. İlk duruşmada, Başkan Köksal ve avukatları, Menteş’in de avukatları ile birlikte hazır bulundu. Başkan, suçlamaları reddederek, bilgi edinme sürecinde İzmir’deki bir fuara giderken Ömer Yıldız’ın kendisini aradığını kaydetti. Bunun üzerine, Kemal Doğan’a bu konuyla ilgili araştırma yaptırdığını belirtti.

Başkan, İstanbul’dan gelen bir güvenlik şirketi tarafından yapılan inceleme esnasında şüpheli bir bilgisayar faresinin de incelendiğini ifade etti. Köksal, arama sırasında fuarda bulunduğu için doğrudan bir şey bulmasının mümkün olmadığını vurguladı. Ayrıca, bulduğu cihazların imha edilmesiyle ilgili çelişkili açıklamalar yapılan bir soru üzerine, Doğan’ın cihazların incelenemeyecek kadar tahrip olduğunu belirtip attığını söylediğini öne sürdü.

Mahkeme, tanıkların dinlenmesine karar vererek duruşmayı 4 Temmuz 2025’e erteledi. Menteş’in avukatı Oğuz Kaçan, Köksal’ın beyanlarının tutarsız olduğunu dile getirdi ve bununla ilgili delillerin değerlendirileceğini söyledi. Kaçan, bu tür açıklamaların yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu ve müvekkiline iftira atıldığını savundu.