Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, iş yerlerinde mobbingle mücadeleyi güçlendirmek amacıyla 2011/2 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’ni güncelleyerek Cumhurbaşkanlığı Genelgesi şeklinde yeniden yayımladıklarını belirtti. Işıkhan, bu yeni düzenlemeler ile oluşturulan başvuru sistemleri sayesinde tüm çalışanların haklarının daha sağlam bir şekilde korunacağını, ayrıca çalışma barışını sağlamak için koruyucu önlemlerin geliştirildiğini ifade etti.
Bakan Işıkhan, HAK-İŞ’in ‘Kadınların Emeğin Evrensel Gücüne Katkısı İftar Programı’na katılım göstererek, kadın emeğinin hem çalışma hayatında hem de toplumsal yaşamda önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Kadınların emek ve fedakarlık anlamında her zaman akıllarda yer ettiğini, aileden topluma kadar yaşamın her alanında kritik bir rol üstlendiğini dile getirdi. Tarih boyunca ayrılmaz bir parça olan kadınların, milletin mücadele yolculuğunda büyük bir katkı sunduğunu da sözlerine ekledi.
Işıkhan, çalışma hayatının saygı, güven ve adalet üzerine inşa edilmesi gereken bir sistem olduğunu belirterek, iş yerlerinde karşılaşılan psikolojik taciz olgusunu, çalışanların ruhsal ve fiziksel huzurunu tehdit eden önemli bir sorun olarak tanımladı. ‘Çalışma hayatında şiddete sıfır tolerans’ ilkesi doğrultusunda geniş bir sorumluluk bilinci oluşturmak gerektiğini kaydetti. Yeni genelge ile farkındalığın artmasını ve mağduriyetlerin önüne geçilmesini hedeflediklerini belirten Bakan, sağlıklı ve güvenli iş yerleri oluşturma kararlılıklarını da vurguladı.
Bakan Işıkhan, İŞKUR bünyesinde kadın istihdamına yönelik projelere önem verdiklerini, pilot bölgelerde İş Pozitif Ofisleri kurulduğunu hatırlatarak bugüne kadar 900 binden fazla kadının işe kazandırıldığını açıkladı. Kadınların iş ve aile dengelerini kurabilmeleri için destek sağladıklarını, KİPAP projesi kapsamında kadın çalışanlara çocuk bakım desteği verdiklerini ifade etti. İŞKUR aracılığıyla etkin iş gücü programları düzenlediklerini belirten Işıkhan, son 23 yılda aktif iş gücü programlarından faydalanan 5 milyon kişinin yarısından fazlasının kadın olduğunu, 2024 yılı boyunca ise bu sayının artacağını dile getirdi. Bu durum, kadınların ekonomik kalkınma ve toplumsal büyüme süreçlerinde ne kadar aktif ve istekli olduklarını bir kez daha ortaya koyuyor.