28 Şubat dönemi esnasında, başörtüsü takması sebebiyle gözaltına alınan ve hamilelik sürecinde ikiz bebeklerinden birini kaybeden Nuray Canan Songür, yaşadıklarını hala aklında canlı bir şekilde tutuyor. Türkiye’nin insan hakları ihlalleri bağlamında prestijine zarar veren bu süreçte, hem öğrenciler hem de kariyer hayatındaki kadınların çektiği zorlukların kalıcı izler bıraktığını belirtti. Dönemin otoriter tutumlarının, başörtüsünün sadece bir kıyafet meselesinden öte bir inanç meselesi olduğuna dair algıyı da derinden etkilediğini ifade eden Songür, o yıllardaki baskıcı yönetim anlayışının henüz tam olarak bertaraf edilmediğini düşünüyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda eğitimini sürdürmekteyken başörtüsü nedeniyle sınavdan men edilen ve gözaltına alınarak “eğitim öğretimi engellemek” suçlamasıyla yargılanan Songür, bu süreçte yaşadığı güçlüklerin hafızasında tazeliğini koruduğunu vurguladı. 28 yıl önce yaşadığı olayları ayrıntılarıyla anlatan Songür, başörtüsü yasağının getirdiği mağduriyetin toplumun büyük bir kesimini etkilediğini aktardı. Gözaltı süresi içerisinde maruz kaldığı zorbalıkları ve ardından yaşadığı mahkeme sürecini hatırlatan Songür, birçok kadının benzer tecrübelerle karşılaştığını ve bu dönemdeki ihmallerin bedelinin ödenmesi gerektiğini savundu.
Başörtüsü yasağı olan yılların insanların hayatında derin yaralar açtığını söyleyen Songür, bu durumun kadının hayatının çeşitli alanlarında geri dönülemez kayıplar yaşamasına neden olduğunu dile getirdi. Eğitimine devam edemeyen kadınların, çalışma hayatına katılım konusunda ciddi engellerle karşılaştıklarını belirten Songür, yalnızca bu yasağın kaldırılmasının yeterli olmadığını ve geçmişte yaşananların tazmin edilmesi gerektiğini ifade etti.
Bir dönemin baskı yönetimiyle mücadelenin hala sürdüğünü belirten Songür, bu süreçte yaşananların cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı. Birçok insanın hala bu yasakların geri gelmesinden korktuğuna, dolayısıyla inanç ve başörtüsü özgürlüğünün garanti altına alınması için daha somut adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti.