Nöbetçi Eczaneler
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Rusya’nın Ukrayna’dan derhal ve koşulsuz askerlerini geri çekmesini talep eden bir kararı 93 “evet” oyu ile kabul etti. Ancak, bu tasarıya karşı çıkan 18 ülke arasında ABD de bulunuyor. Üçüncü yılına giren Rusya-Ukrayna savaşında yapılan oylama sonucunda, 65 ülke çekimser kalarak karara katılmadı.
Bu karar, Rusya’nın Ukrayna’dan acilen tamamen geri çekilmesi, tüm devletlerin Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini ve savaşın barışçıl yollarla, 2024 yılı içerisinde sona erdirilmesi çağrısını içeriyordu. Oylama öncesinde, ABD, Ukrayna’ya kendi önerdiği alternatif karar tasarısını desteklemesi yönünde baskı yaptı. ABD yetkilileri, bu yeni tasarının Rusya’nın düşmanlığından bahsetmeden çatışmaya son verilmesini hedeflediğini vurguladı. Ancak Ukrayna, kendi tasarısını geri çekmeyi reddedince ABD, bu tasarıya karşı “hayır” oyu kullandı. Bu durum, hem Ukrayna hem de Avrupa ülkelerinden ciddi eleştiriler aldı.
Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Mariana Betsa, yaptığı açıklamada Ukrayna’nın savunma hakkını kullandığını belirterek, Rusya’nın gerçekleştirdiği saldırıların BM Şartı’na aykırı olduğunu ifade etti. Betsa, tüm ulusları BM Şartı’nı, insanlığın ve adil barışın yanında durmaya davet etti. ABD’nin “hayır” oyuna karşı Ukrayna heyeti, büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını aktardı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, bu konu etrafında Ukrayna ve ABD arasında gergin görüşmeler yaşandı.
Ayrıca, ABD eski Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy hakkında eleştirilerini artırarak, Kiev yönetimini savaş başlatmakla itham etti. Trump, Zelenskiy’i “diktatör” olarak tanımlayıp, Ukrayna’nın daha hızlı hareket etmesi gerektiğini savundu.
BM ve Güvenlik Konseyi’ndeki durum ise; BM Genel Kurulu’nun, Ukrayna konusundaki tartışmaların önde gelen platformu haline gelmesiyle şekilleniyor. Güvenlik Konseyi, Rusya’nın veto hakkı nedeniyle karar alma yeteneğini kaybetmişken, BM Genel Kurulu’nda alınan kararlar yasal olarak bağlayıcı olmasa da, uluslararası toplumun tavrını yansıtan kritik göstergeler sunuyor.