Serebral palsili Canan Doğan, atletizmin Frame Running kategorisinde Türkiye’nin ilk ve tek kadın sporcusu olarak kısa bir süre içinde milli takıma katılmayı başardı. 34 yaşında, doğum sırasında oksijen eksikliği nedeniyle serebral palsi ile dünyaya gelen Doğan, önemli bir başarıya imza attı. 2023 yılının şubat ayında Mersin’de düzenlenen para atletizm olimpik deneme yarışlarında kadınlar T71 kategorisinde ilk resmi yarışına çıkarak başarılı bir sonuç elde etti ve milli takıma seçildi. Türkiye’de bu branşta yarışan ilk kadın sporcu olan Canan, yapay zekanın sağladığı imkanlar sayesinde bu başarıyı elde ettiğini ifade etti.
Daha önce binicilik sporunda elde ettiği başarılar ile tanınan Doğan, bu alandaki ‘ilk para at terbiyecisi’ unvanına da sahip. Biniciliğe ara verdiği dönemde yeni bir spor dalı araştırırken Frame Running ile karşılaştığını dile getiren Canan, bu tanışmanın kendisine yeni bir heyecan kattığını belirtti. “Binicilikten uzaklaştığım dönemde, hareket kısıtlılığıma rağmen başka spor dallarına yönelmeye çalışıyordum. Frame Running’i keşfettiğimde başlangıçta bunun sadece bir hobi olduğunu düşündüm ancak, atletizm branşı olduğunu öğrenince büyük bir tutku ile araştırmalara başladım” dedi. Doğan, Bağcılar Belediyesi Engelliler Spor Kulübü’nde çalışmalarını sürdürdüğünü ve bu süreçte sürekli ileriye gitmek için azimle çalıştığını vurguladı.
Canan Doğan, Türkiye’de bu branşta tek kadın sporcu olmanın getirdiği hem gururu hem de sorumluluğu hissettiğini belirterek, “İlk olmanın yanında, bunun benim için büyük bir sorumluluk olmasının bilincindeyim. Gelecek nesillere örnek olmak ve daha fazla kadının bu spora katılmasını sağlamak istiyorum. Spor, hayatı anlamlandıran önemli bir güç ve ben de bu anlamda başkalarına ilham vermek istiyorum” şeklinde konuştu. Ayrıca, ülkemizi temsil etmenin getirdiği sorumluluk ve onuru da dile getiren Doğan, spor sayesinde ülkesine katkıda bulunmanın kendisine büyük bir tatmin sağladığını ifade etti.
Yalova’dan İstanbul’a haftada üç gün giderek antrenman yapan Canan, “Altı ay gibi kısa bir sürede milli takım seviyesine ulaşmak benim için tarif edilemez bir duygu. Yolculuk fiziksel olarak zorlayıcı olsa da, her antrenmanın bana güç verdiğini biliyorum. Zorluklar beni yıldırmak yerine daha da geliştirdi. Eğer 6 ayda buraya gelebildiysem, bundan sonra neleri başarabileceğimi düşünmek bile heyecan veriyor” şeklinde sözlerini tamamladı.