Karaman, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümünde düzenlenen anma etkinliğiyle hüzün dolu anlara tanıklık etti. Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve “asrın felaketi” olarak adlandırılan depremlerin yıldönümünde, depremde 50’ye yakın akrabasını kaybeden bir babanın bıraktığı sözler duygu dolu anlar yaşattı. Anma etkinliği, Adıyaman’daki depremde hayatını kaybeden 22 yaşındaki Ayşe Rüveyda Işık’ın mezarını ziyaret ederek başladı ve Işık’ın kabrine karanfiller bırakıldı. Ardından Kur’an-ı Kerim okunarak dualar edildi. Programa, Karaman Valisi Mehmet Fatih Çiçekli, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Gavgalı, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Osman Saygılı, İl Emniyet Müdürü Mehmet Turhan ile yerel yöneticiler, AFAD çalışanları ve halk katılım gösterdi. Etkinlik sonunda Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda deprem sırasında çekilen fotoğraflardan oluşan bir sergi hazırlandı.
Depremde yakınlarını kaybeden Kaan Mehrekula ise yaşadığı zorlu süreci dile getirerek, “Hatay’dan ayrıldıktan sonra turizmle ilgilenmeye devam ettik. İlk olarak kızımızın İstanbul’daki sınavı dolayısıyla oraya gittik. Sınavı başarıyla geçtikten sonra çocuklarımızın psikolojik durumunu göz önünde bulundurarak, nerede yaşayabileceğimizi tartıştık. İstanbul’da da depreme dair bir korkunun olabileceğini düşünerek haritayı inceledik ve Karaman’ın daha güvenli bir bölge olduğuna karar verdik. Çocuklarımın, ‘Baba, Karaman’a gitmek istiyoruz’ demeleri üzerine taşınma kararı aldık. Eşyalarımız büyük ölçüde göçük altında kalmıştı ve arabamız da öyle. Karaman’a yerleştikten sonra burada AFAD’da çeşitli görevlerde bulunarak acımızı insanlara yardım ederek hafifletmeye çalıştık. Depremin etkisiyle yaşadıklarımız hala zihnimde canlı. O an felaketin nasıl bir şey olduğunu düşündüm; yerle gök birleşmişti, her yer aydınlıktı. Elektriklerin kesilmesiyle birlikte çocukların odasına gittiğimizde üst kattaki kolonların düşüşünü gördük. Onları koridora alarak, dolabın altına sakladık. Kapıyı açmaya çalıştığımızda, yaşadıklarımız ağır basıyordu. Ortanca kızım, ‘Baba, ben çok küçüğüm, ölmek istemiyorum’ diye sarılmıştı. Mutfakta dört çorba kaşığı bulup kapıyı açma şansını yakaladık. Merdivenlere inmekte zorlandık, ancak iki gün dışarıda kaldıktan sonra çocuklarımızı İstanbul’a götürdük ve sonrasında Karaman’a döndük. Depremde kaybettiğim yakınlarımın sayısı oldukça fazlaydı; amcam, teyzem, kuzenlerimle birlikte neredeyse 10 kişiyi kaybettim. Kayınbiraderinin ailesinden ise yaklaşık 30 kişi yaşamını yitirdi. Çalıştığım oteldeki arkadaşlarım da kayboldu. Yıllar geçse de acı hiç dinmedi; Hatay’daki felaket her aklıma geldiğinde tekrar canlanıyor. Dışarıdaki insanlar için belki yalnızca zor anılar ama bizim için iki yıldır yalnızca acı demek. Şu an TOKİ konutları için başvuruda bulunuldu ve büyük ihtimalle hak kazanacağız. Gördüğümüz konutlar gerçekten güzel; Hatay Valiliği etrafındaki ışıklandırmalar da duygusal bir etki yarattı. Zamanla şehrimize döneceğimiz inancını taşıyoruz.” ifadesinde bulundu.