Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), gizli bir şekilde ilerleyerek bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen bir rahatsızlıktır. KOAH hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Mesut Subak, hastaların ilk aşamalarda belirtileri fark edemeyebileceğini belirtti. Nefes darlığı, sürekli öksürük, balgam çıkarma, göğüste baskı hissi, yorgunluk, sık görülen solunum yolu enfeksiyonları ve hırıltılı nefes almanın hastalığın tipik belirtileri arasında yer aldığına dikkat çekti. Erken teşhis, hastaların yaşam standartlarını koruyarak nefes darlığı gibi sıkıntıların yönetilmesine yardımcı olabilir.
KOAH, akciğerlerde hava akışını kısıtlayan, ilerleyici bir solunum yolları hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Sigara içme, hava kirliliği ve zararlı gaz veya toz gibi etkenlere uzun süre maruz kalmanın sonucu olarak gelişen bu rahatsızlık, dünya genelinde ölümlerin üçüncü en yaygın sebebi olarak öne çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, KOAH’ın erken belirlenmesinin önemi vurgulanırken, bu konuda toplumda bilinç oluşturulmasının gerekliliği ifade edilmektedir. Memorial Sağlık Grubu’na bağlı Medstar Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Mesut Subak, bu konuya yönelik dikkat çeken bilgiler sundu.
Uzm. Dr. Subak, KOAH’ın bir diğer önemli özelliğinin, belirtilerinin zamanla gelişmesi olduğunu ifade ederek, “Başlangıçta, hastalar belirtileri gözden kaçırabilir. Yaygın belirtiler arasında nefes darlığı, kalıcı öksürük ve balgam üretimi bulunmaktadır. Erken teşhis, hastaların yaşam standartlarını korumalarına ve nefes darlığı gibi semptomları kontrol altında tutmalarına olanak tanır. KOAH, iki ana rahatsızlık türünü içerir: kronik bronşit ve amfizem. Kronik bronşitte hava yolları sürekli iltihaplandığı için balgam üretimi artar. Amfizem ise akciğer hava keseciklerinin hasar görmesi ile karakterizedir ve bu durum oksijen alımını zorlaştırır” şeklinde konuştu.
Hastalığın belirtilerine vurgu yapan Uzm. Dr. Subak, “Fiziksel aktivite sırasında sık karşılaşılan nefes darlığı, hastalığın en belirgin belirtilerindendir. Hastalık ilerledikçe, günlük yaşam aktiviteleri bile zorlaşabilir. Özellikle sabahları artan ve uzun süre devam eden öksürük, KOAH’ı işaret edebilir. Balgamlı öksürük, akciğerlerde biriken mukusun temizlenmesi çabasıdır. Ayrıca göğüste baskı hissi, nefes alma güçlüğü ve buna bağlı yorgunluk da yaygın semptomlar arasındadır. KOAH’lı hastalar ayrıca bronşit ve zatürre gibi solunum yolu enfeksiyonlarına daha yatkındır ve nefes alırken hırıltılı sesler de duyabilirler” dedi.
Koah tedavisinin kişiye özel olduğunu belirten Dr. Subak, şunları aktardı: “Tedavinin amacı, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, nefes darlığı gibi semptomları hafifletmek ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Sigara kullanmamak, hastalığın gelişimini engellemek için en etkili adımdır. Solunum rehabilitasyonu, nefes almayı kolaylaştırmak ve fiziksel zorlukları azaltmak açısından önemlidir. Doktor tarafından önerilen solunum yoluyla alınan ilaçlar, bronşları genişleterek nefes almayı yöntemi kolaylaştırır. İleri evre KOAH hastaları için oksijen tedavisi ile kan oksijen seviyesi artırılabilir. Ayrıca sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, hastalığın etkilerini azaltabilir.”