Kronik Stresin Kanser Metastazı Üzerindeki Etkisi Üzerine Önemli Araştırma Sonuçları Açıklandı

Doç. Dr. Ahmet Özveren, kanser ve kronik stres ilişkisini inceleyen bir araştırmayı değerlendirdi. ABD’deki Washington Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen çalışma, kronik stresin tümör gelişimine etkisini ortaya koydu. Özveren, stresi yönetmenin kanser tedavisinde önemli olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Ahmet Özveren, kanser ve kronik stres ilişkisini inceleyen

Medikal Onkoloji alanında uzman olan Doç. Dr. Ahmet Özveren, kanser ile kronik stres arasındaki bağlantıyı inceleyen ve yakın zamanda sonuçları açıklanan bir bilimsel araştırma hakkında bilgi aktardı. Bu çalışma, Cancer Cell dergisinde yayımlanan ve ‘kronik stresin kanserli bireylerde metastaz riskini artırması ve hayatta kalma oranlarını düşürmesi ile ilişkilendirilebileceğine’ dair bulgular içermekte. Doç. Dr. Özveren, “Kronik stresin kanser perkembanganine yol açıp açmadığı hâlâ belirsiz. Bu konu üzerine sürekli araştırmalar sürüyor. Ancak yeni yayımlanan bu araştırma, kronik stresin tümör gelişimine etkilerini ortaya koyuyor. Bu durum, kanser tedavisinde hastaların stres yönetiminin de en az tedavi kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi.

Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’nde görevli olan Doç. Dr. Özveren, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla, kanser ve stres ilişkisini irdeleyen bu araştırmayı hastalar ve yakınları için oldukça yararlı bulduğunu ifade etti. Araştırmanın Washington Üniversitesi’nde görevli Dr. Xue-Yan He ve ekibi tarafından gerçekleştirildiğini ve 2024 yılında Cancer Cell dergisinde makale olarak yayımlanacağını belirtti. Özveren, Dr. He ve ekibinin fareler üzerinde yaptığı çalışmalarda, kronik stresin hem birincil hem de metastatik tümörlerin büyümesine nasıl etki ettiğini ve stresin tümör mikroçevresini nasıl değiştirdiğini anlamaya çalıştıklarını dile getirdi.

Kronik stresin çevresel veya psikososyal faktörler tarafından tetiklenen bir fizyolojik süreç olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özveren, araştırmanın bulgularını şöyle özetledi: “Kanser tanısı konulan bireyler, hastalıklarının seyrinden endişe edebilirler ve bu yoğun stres, tedavi süreçlerinde de artış gösterir. Cerrahi, radyoterapi veya kemoterapi gibi uzun süreçteki tedaviler, hastaların kaygı seviyelerini artırmakta ve dolayısıyla stres oranlarının yükselmesine neden olmaktadır. İlgili gözlem ve görüşme temelli epidemiyolojik çalışmalarda, yoğun stres altında bulunan kanser hastalarında metastaz riskinin yükseldiği ve sağ kalım oranlarının düştüğü görülmüştür. Ancak bu bulguların nedenlerini açıklayan çalışmalar devam ediyor. Son araştırmada, stresin kanser tümörleri üzerindeki etkileri net bir şekilde ortaya kondu. Kronik stresin nötrofillerin sirkadiyen ritmini değiştirmesi ve glukokortikoid salınımı yoluyla tümörlerin gelişimi ve yayılması için uygun bir ortam oluşturulmasına zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Stres anında aktive olan adrenerjik sistem ve hormonlar (özellikle adrenalin), tümörlerin hayatta kalmasını ve yayılmasını desteklemektedir. Araştırmalar, kronik stresin akciğer metastazını 2 ila 4 kat artırdığını göstermektedir. Ayrıca stres seviyesinin azaltılmasının bu durumu hafiflettiği bulunmuştur. Bu bulgular, kanser hastaları için stres yönetiminin tedavi süreçlerinde kritik bir rol oynadığını vurgulamakta ve hastaların psikolojik olarak stresten uzak durmalarının tedavi başarıları açısından son derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır.”