Osmanlı döneminde sultanlar için hazırlanan ve günümüzde Ramazan ayının iftar sofralarının ayrılmaz bir parçası olan güllaç, tezgahları süslemeye devam ediyor. Hafif bir tatlı olarak tercih edilen güllaç, ustalarının yoğun çalışmaları ile sıklıkla hazırlanıyor.
Ramazan ayının vazgeçilmez ve en rengarenk tatlıları arasında yer alan güllaç, iftar sofralarında büyük bir ilgi görüyor. İç malzemeleri olan ceviz ve fındıkla zenginleştirilen bu lezzet, nar ve Antep fıstığı ile süslenerek daha da cazip hale getiriliyor. İbrahim Taşdemir, güllaç yapımında dikkat edilmesi gereken püf noktaları hakkında bilgi vererek, “Güllaç yapımında en önemli unsur süt, ardından şeker ve gül suyu geliyor. 1 litre süt için 300 gram şeker ekleyerek, güllacın katlarını bu sütle yumuşatıyoruz. Dileyenler fıstık, ceviz ya da fındık gibi malzemeleri ekleyebilir” dedi.
Taşdemir, yeni neslin bu tür tatlılara daha fazla ilgi gösterdiğini vurgulayarak, “Güllaçın içerisinde süt ve gül suyu bulunduğu için tercih ediliyor. Üzerini portakal, nar, kivi ve çilek gibi meyvelerle süsleye biliyoruz. Her Ramazan’da bu tatlıya olan talep artıyor. Ortalama 8-10 tepsi güllaç satışı gerçekleştirmekteyiz. Gül suyu güllacın olmazsa olmazı, ben vanilya yerine onu tercih ediyorum” şeklinde konuştu.
Konya Pastacılar Esnaf Odası Başkanı Kadir Kağnıcıoğlu da güllaçın Ramazan aylarının en popüler lezzetlerinden biri haline geldiğini belirterek, “Güllaç, hafif ve sütlü yapısı nedeniyle geleneksel olarak daha az tercih edilen bir tatlıyken, şimdi özellikle Ramazan’da sıkça satılmakta. Midede ekşime yapmaması nedeniyle sık tercih ediliyor; sadece süt ve hamur yaprağından oluşuyor.” dedi.
Kağnıcıoğlu, tatlı almak isteyenlere merdiven altı ürünlerden uzak durmalarını ve güvenilir yerlerden alışveriş yapmalarını önerdi. “Bilinen mekanlardan alışveriş yapılması sağlığınız için önemlidir. Merdiven altı üretimlerde sorun yaşanabilir ve muhatap bulmak sıkıntı olabilir.” sözleriyle uyardı.