Antalya’nın kırsal bir alanında 1980 yılında dünyaya gelen yazar Safiye Çetinkaya, annesinin tedavi edilememesi üzerine yaşamını sorgulamaya başladı. İslamiyet ile tanıştıktan sonra iç huzurunu bulan Çetinkaya, başörtüsü nedeniyle 28 Şubat döneminde üniversiteden uzaklaştırıldığı zorlukları hatırlatarak gençlere geçmişin önemini hatırlattı. “Bugünü sorgulamadan önce geçmişi araştırın; ülke olarak nereden nereye geldiğimizi anlamalısınız,” dedi.
Sağlık ve sosyoekonomik zorlukların etkisinde büyüyen Çetinkaya, bu süreçte karşılaştığı güçlüklerin onu derinden etkilediğini belirtti. Ekonomik sıkıntılar ve sağlık sistemindeki yetersizlikler nedeniyle annesinin yaşadığı hastalığın ağır etkilerini hissettiğini vurgulayan Çetinkaya, “O dönemde halk sağlığı rafine değildi. Para sahibi olanlar daha doğru tedavi alabiliyordu,” sözleriyle durumu açıkladı. Daha iyi koşulların sağlandığı bugüne kıyasla o zamanlar hastanelerinden randevu almak çok zorken, şimdi pek çok imkânın bulunduğunu aktardı.
İlk başta İslamiyet hakkında önyargi besleyen Çetinkaya, zamanla bu dinin derinliklerini keşfettiğini ve iç huzurunu bulduğunu anlattı. Dua ve ibadet etme sürecinin kendisinde büyük bir sükûnet yarattığını kaydeden Çetinkaya, gençleri yaşamlarının anlamını sorgulamaları için teşvik etti.
Eğitim hayatındaki başörtüsü kısıtlaması nedeniyle yaşadığı hayal kırıklığını da dile getiren Çetinkaya, öğretmen olma hayaline ulaşamadığını belirtti. Ancak yıllar sonra çıkan afla geri dönebildiği üniversite hayatının farklı bir dönemini yaşadığını ifade etti. “Kızımın kaza sonrası hiç sıkıntı yaşamadığını görmek büyük bir mutluluk,” diyen Çetinkaya, ülkenin sağlık alanında kaydettiği ilerlemeleri de vurguladı.
Son olarak gençlere geçmişle yüzleşmeleri ve bugünün kıymetini bilmeleri tavsiyesinde bulunan Çetinkaya, geleceğin onların ellerinde olduğu mesajını verdi. “Hayalim, ‘Kanserin çaresini bir Türk buldu’ denildiği günleri görmektir,” diyerek umut dolu bir gelecek vurgusu yaptı.