Şerbetler, Ramazan Bayramı’nda Osmanlı Geleneğinin Sağlığını Muhafaza Ediyor

Osmanlı saray mutfağından günümüze gelen şerbetler, Ramazan Bayramı’nda geleneksel bir lezzet olarak öne çıkıyor. Yaşar Üniversitesi Gastronomi Mutfağı Şefi Selin Güloğlu, şerbetlerin sindirimi destekleyip bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirtti. Doğal malzemelerle yapılan bu içecekler, misafirperverliğin ve paylaşımın sembolü olarak sofralarda yer alıyor.

Osmanlı saray mutfağından günümüze gelen şerbetler, Ramazan Bayramı'nda geleneksel bir

Osmanlı İmparatorluğu döneminde saray mutfaklarının vazgeçilmezleri arasında yer alan şerbetler, Ramazan Bayramı gibi özel günlerde de sofraların gözdesi olmaya devam ediyor. Hem lezzetli hem de şifa kaynağı olan bu geleneksel içecekler, doğal meyve, bitki ve baharatların zengin faydaları ile doludur. Yaşar Üniversitesi Gastronomi Mutfağı’nın Şefi Selin Güloğlu, demirhindi, ramazan ve hibiskus şerbetlerinin sağlığa olan katkılarını paylaştı.

Osmanlı döneminde iftar zamanlarında ve bayramlarda bolca tüketilen bu şerbetler, günümüzde de kültürel zenginliğimizin bir parçası olarak hayatımızda yer alıyor. Doğal içeriklerle hazırlanan bu içeceklerin hem serinleticiliği hem de sağlık yararlarıyla dikkat çektiğini belirten Güloğlu, bayramlarda ikram edilen şerbetlerin paylaşımın ve bereketin simgesi olduğunu ifade etti. Güloğlu, “Bayram sofralarında şerbet ikram etmek, köklü bir gelenektir. Osmanlı’dan günümüze uzanan bu alışkanlık, misafirperverliğin ve paylaşmanın güzel bir işareti olmuştur. Bayramda tüketilen ağır yemeklerin ardından mideyi rahatlatan bir içecek alternatifi sunar. İçindeki baharatlar, bitkiler ve meyveler, bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bileşenleri barındırır. Aynı zamanda tatlı bir içecek olan şerbet, insanların bir araya gelmesinde, sohbetler etmesinde, gelenekleri devam ettirmesinde önemli bir yere sahiptir. Osmanlı mutfağının bu zarif içeceklerini bayram sofralarına eklemek, hem lezzet hem de kültürel değer açısından zenginlik sağlar. Şerbet yapımında beyaz şeker yerine daha doğal tatlandırıcılar tercih edilmeli; örneğin hurma konsantresi veya şeker otu kullanarak şerbetin besin değeri artırılabilir” dedi.

Bağışıklığı güçlendiren bu şerbetlerin faydaları hakkında da bilgi veren Güloğlu, ayva ve demirhindi şerbetinin sindirimi desteklediğini vurguladı. “Ayva, yüksek C vitamini içeriği sayesinde hastalıklara karşı koruma sunarken, demirhindi ise karaciğeri destekleyici ve bağırsak sağlığını düzenleyici özellikleriyle tanınıyor. Tarçın ve karanfilin doğal antibakteriyel özellikleri, vücut direncini artırmakta ve kan şekerini dengelemeye katkı sağlamaktadır” diyerek sözlerine devam etti.

Ramazan ve hibiskus şerbetlerinin faydalarına ayrı olarak dikkat çeken Güloğlu, “Vişne, karadut, kuru erik ve kuru üzüm ile hazırlanan ramazan şerbeti, yüksek antioksidan kapasitesi ile öne çıkıyor. Kuru erik bağırsak sağlığını desteklerken, kuru üzüm enerji verici etkisiyle biliniyor. Tarçın ve karanfilin sağladığı doğal tat, bağışıklık sistemine destek sağlayarak şerbetin faydasını artırmaktadır. Hibiskus ve reyhan ile yapılan şerbet ise kan basıncını dengeleyip böbrekleri temizleme özellikleri ile tanınır. Hibiskus, toksinlerden arındırıcı etkisiyle dikkat çekerken, reyhan sindirimi destekleyip mideyi rahatlatır. Soğuk kış günlerinde bağışıklığı güçlendirmek için tercih edilen bu şerbetler, günümüz sağlığı açısından da büyük bir değer taşımaktadır” şeklinde ifade etti.