Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Azize Cemre Öztürk, sezaryen doğumun tıbbi gereklilik hâlinde hem anne hem de bebek için vazgeçilmez bir uygulama olduğunu ifade etti. Öztürk, normal doğum ve sezaryen doğum yöntemleri arasındaki farklara dikkat çekerek, bazı durumlarda sezaryenle doğumun hayati önem taşıdığını vurguladı. Bu kapsamda, bebeğin yanlış pozisyonda durması veya annenin doğum sürecini zorlaştıracak sağlık sorunlarının varlığı gibi nedenlerin sezaryen tercihine yol açabileceğini aktardı.
“Her doğum yöntemi kendi içinde normaldir” diyen Öztürk, vajinal doğumun genellikle 37 ile 41 hafta aralığında sancıların başlaması ardından az müdahale ile gerçekleştirildiğini belirtti. Sezaryen doğumun ise, normal doğumun mümkün olmadığı veya risk taşıdığı durumlarda uygulandığını belirten Dr. Öztürk, bu müdahalenin cerrahi bir işlemle ve genel ya da spinal anestezi altında gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi. Tıbbi gereksinimler doğrultusunda yapıldığında, hem anne hem de bebek açısından hayat kurtarıcı bir seçenek olduğunu ifade eden Öztürk, özellikle acil durumlarda bu kararın öneminin arttığını vurguladı.
Ayrıca, sezaryen doğumun gerektirebileceği durumlar arasında bebeğin yanlış pozisyonda olması, iri doğması, plasentanın doğum kanalını kapatması, annenin doğuma engel olabilecek sağlık sorunlarının varlığı gibi etkenlerin bulunduğunu belirtti. Öztürk, bu gibi durumlarla karşılaşılması halinde hekimin önerileri doğrultusunda karar alınmasının önemine dikkat çekti. Gebelik sürecinde düzenli doktor kontrolüne vurgu yaparak, anne adaylarının doğum esnasında olası komplikasyonları azaltmak için düzenli izlenmelerinin büyük önem taşıdığını ifade etti.