Sivas Medicana Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Celal Alandağ, Türkiye’de her 100 bin kişiden 200’ünün kanser teşhisi aldığını belirtti.
Son dönemlerde kanser hastalığı daha sık görülmeye başlanırken, bu durum birçok farklı belirtinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Kadın ve erkeklerde farklı türleri bulunan kanser, tedavi edilmediğinde ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Genetik faktörler, yanlış beslenme alışkanlıkları, çevresel etkenler, stres ve hareketsiz yaşam gibi unsurlar, kanserin ortaya çıkmasında etkili olabiliyor. Erken teşhis, tedavi sürecinde büyük önem taşırken, kanser hakkında bilgi veren Doç. Dr. Celal Alandağ, hastalığın çeşitleri üzerine de değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye’de her 100 bin kişiden 200’ü kansere karşı savunmasız”
Kanserin halk arasında kötü huylu tümör olarak adlandırıldığını aktaran Doç. Dr. Celal Alandağ, “Kanser, sağlıklı hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve diğer dokulara yayılması ile oluşan bir hastalıktır. Tüm kanser türlerinde genel bir artış gözlemlenirken, Türkiye’de 100 bin kişiden 200’ünün kanser geliştirdiği biliniyor. Kanser, erkekler ve kadınlar arasında farklı dağılımlara sahiptir; erkekler arasında en sık görülenler akciğer, prostat ve kolon kanseri iken, kadınlarda meme ve tiroit kanseri öne çıkıyor. Son zamanlarda, sigara kullanımının artmasıyla birlikte kadınlarda da akciğer kanserine rastlanma sıklığı yükselmiştir. Beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının kanserle doğrudan bağlantılı olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
“Erken teşhis edilen hastalarda iyileşme oranı yüksek”
Kanser tedavisi hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Alandağ, “Kanserin önlenmesi açısından sigara kullanımını bırakmak en önemli adımlardan biridir. Ayrıca, HPV virüsünün neden olduğu kanserler pek bilinmiyor; özellikle kadınlarda serviks ve baş-boyun kanserleri riski taşımaktadır. Cinsel yolla bulaşan bu virüs, erkeklerde genellikle ciddi sağlık sorunlarına yol açmazken, kadınlarda serviks kanseri oranlarını arttırabilir. Kanser taramaları yapılmasına rağmen, toplumsal bilinç henüz yeterince gelişmemiştir. Kişi tüm bu önlemlere uyduğu takdirde bile kansere yakalanma riski bulunmaktadır, ancak bu durum oldukça düşüktür. Kanser tanısı almış bireyler çoğunlukla büyük bir umutsuzluk içine girmektedir. Ancak son yıllarda tıpta önemli yenilikler yaşanmakta ve kanser tedavisi için birçok yeni ilaç geliştirilmektedir. Hastalarımız tedavi olanaklarından faydalanmakta ve bunların yarısından fazlası tam olarak iyileşmektedir. Özellikle erken evrede teşhis edilen hastalarda tamamen iyileşme oranı oldukça yüksektir” ifadelerini kullandı.